Trafik kazası yaşamış mağdurlar; bilhassa yaralanmış olmaları halinde sigorta şirketine başvuru için özür oranını belirten heyet raporunu aldıktan sonra sigorta şirketine başvuru yapmaktadır.
Bu başvuru esnasında sigorta şirketinin ödeme yapması halinde "sigorta şirketinden ikinci kez tazminat alabilir miyim?" sorusu karşımıza çıkmaktadır. Aşağıda bu konu farklı durumlara göre değerlendirilecektir. Bu hususa kesinlikle "evet" veya kesinlikle "hayır" cevabı vermek mümkün değildir. Aşağıdaki durumlara göre tazminat alıp alamayacağınıza değineceğiz. Tabi ki yine de uzman bir avukata tüm belgeler ile birlikte danışmanız faydalı olacaktır.
Trafik kazası yaşamış mağdurlar; bilhassa yaralanmış olmaları halinde sigorta şirketine başvuru için özür oranını belirten heyet raporunu aldıktan sonra sigorta şirketine başvuru yapmaktadır. Bu başvuru esnasında sigorta şirketinin ödeme yapması halinde "sigorta şirketinden 2. kez tazminat alabilir miyim?" sorusu karşımıza çıkmaktadır. Aşağıda bu konu farklı durumlara göre değerlendirilecektir. Bu hususa kesinlikle "evet" veya kesinlikle "hayır" cevabı vermek mümkün değildir. Aşağıdaki durumlara göre tazminat alıp alamayacağınıza değineceğiz. Tabi ki yine de uzman bir avukata tüm belgeler ile birlikte danışmanız faydalı olacaktır.
Bu yazıwww.angorahukukdanismanlik.com web sitesinden alınmıştır.
Sigorta Şirketinden 2. Kez Tazminat Alabilir Miyim?
Özellikle hasar danışmanlık şirketlerine vekalet veren mağdurlar hasar aşamasında ödeme alıp dava aşamasını takip etmemekte bu da alabilecekleri tazminatlardan çok daha düşük tazminatlara dosyaların kapanmasına sebep olmaktadır. Dolayısıyla hasar şirketi üzerinden daha önce tazminat almış mağdurların bir avukat ile görüşerek tekrar tazminat alıp alamayacağını öğrenmesi kendisi için hak kaybının önüne geçecektir.
- Sigorta Şirketi Başvuru Üzerine İbranamesiz Ödeme Yapmışsa
Sigorta şirketine yapılan başvuru neticesinde sigorta şirketi belirlenen maluliyet oranı üzerinden ibraname olmadan doğrudan hasardan ödeme yapmış ise tazminat miktarının yeterli olmadığı durumda zamanaşımı süresi içerisinde dava açılarak ikinci bir ödeme alınabilecektir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken tazminat miktarının, ödeme tarihi itibariyle zararı karşılamıyor olmasıdır. Karşılıklı bir anlaşma bulunmadığından KTK 111/2. maddesindeki 2 yıllık süre burada uygulanmayacak; dolayısıyla bir fark bulunuyorsa mağdur ikinci kez tazminat alabilecektir.
- Sigorta Şirketi Başvuru Üzerine İbraname İle Ödeme Yapmışsa
İbraname ile ödeme almam halinde sigorta şirketinden 2. kez tazminat alabilir miyim?
Sigorta şirketinin başvuru neticesinde ibraname ile ödeme yapmış olması halinde Karayolları Trafik Kanunu'ndaki 2 yıllık süre içerisinde bakiye tazminat için talepte bulunulabilir. Fakat söz konusu talebin uygulanabilmesi için ibraname ile varılan anlaşmanın açıkça yetersiz olduğunun anlaşılması gerekmektedir. Yani %1 oranındaki bir fark tazminat almaya yeterli olmayacaktır. Dolayısıyla ödenen tazminat ile gerçek zarar arasında Yargıtay kararları ölçütünde belirgin bir fark olması gerekmektedir.
Madde 111 ? Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.
- Sigorta Şirketi ile Sigorta Tahkim Davası Açıkken Ya Da Dava Açtıktan Sonra Anlaşılmışsa
Davada sulh olduktan sonra sigorta şirketinden 2. kez tazminat alabilir miyim?
Sigorta şirketine başvuru yapılmış; fakat sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmaması üzerine sigorta tahkim yoluna yahut dava yoluna başvurulmuş ve bu aşamada bir anlaşma sağlanmış ise; aynı maluliyet üzerinden tekrar tazminat istemek mümkün değildir. Fakat bu durumun istisnası mağdurun artan maluliyeti (gelişen durum) olmasıdır. Gelişen durum, anlaşma ve ödeme tarihi itibariyle malul olan kişinin durumunun uzlaşı sağlandıktan sonra ilerlemesi ve maluliyet oranının o tarihe göre daha yüksek bir orana çıkmasını ifade eder.
Yargıtay'a göre gelişen durum yani bir başka deyişle artan maluliyet "Trafik kazası sonucu yaralanmalar nedeni ile ortaya çıkan zarar, kendi özel yapısı içerisinde, sonradan değişme eğilimi gösteriyor, zararı doğuran eylem veya işlemin doğurduğu sonuçlarda (zararın nitelik veya kapsamında) bir değişiklik ortaya çıkıyor ise, artık "gelişen durum" ve dolayısıyla, gelişen bu durumun zararın nitelik ve kapsamı üzerinde ortaya çıkardığı değişiklikler söz konusu olacaktır. Böyle hallerde, zararın kapsamını belirleyecek husus, gelişmekte olan bu durumdur ve bu gelişme sona ermedikçe zarar henüz tamamen gerçekleşmiş olamayacaktır.
Gelişen durumun varlığı halinde gelişen durum yönünden yeniden dava açılabilmesi mümkündür. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Davacıdaki yaralanmanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen bir durum olup olmadığı, varsa hangi tarihte gelişen durumun sona erdiği; diğer bir anlatımla, daimi iş gücü kaybının kesin olarak belirlenebilmesi için tedavilerinin ne zaman sona ereceği ve kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği gerçek zararın tespiti açısından önemlidir." şeklinde ifade edilmektedir.
Gelişen durum (artan maluliyet) için Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/6516 E., 2021/11187 K. sayılı ilamında
Gelişen durumun varlığı halinde, artık yeni ortaya çıkan durum açısından kesin hüküm söz konusu değildir. Zira daha önceki yargılamada sonradan gelişen bu durum yargılama konusu yapılmamıştır. Gelişen durum; olay sonucu meydana geldiği halde, başlangıçta bilinen yaralanmalar dışında, sonradan ortaya çıkan veya gelişen, olaya bağlı vücut bütünlüğünü bozan sonuçlar olarak tanımlanabilir. Gelişen durumun olup olmadığı ise her olaya özgü olarak kanıtlara göre değerlendirilir.
Bu durumda İtiraz Hakem Heyetince, davacıya ait tüm tıbbi belgeler getirtilerek taraflar arasında görülen davalarda alınan maluliyete ilişkin bilirkişi raporları arasındaki farklılığın sebebinin araştırılması, yaralamanın hangi tarihte tedaviyle tamamen sona erdiği, maluliyetin artmasına ilişkin gelişen durumların olup olmadığı, ilk davada alınan maluliyet raporunda saptanan ve değerlendirmeye alınan tıbbi bulgular ile eldeki davada alınan raporda dikkate alınan tıbbi bulguların aynı olup olmadığı, ilk rapordan sonra ortaya çıkan arazların bulunup bulunmadığı, var ise dava konusu kazayla bağlantısı olup olmadığı hususlarında gerekçeli ve denetime elverişli bilirkişi raporu alınması, gelişen durum olmaması halinde davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi, gelişen durum bulunması halinde yargılama yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. şeklinde açıklanmıştır.
- Sigorta Şirketi İhtiyari Arabuluculuk İle Ödeme Yapmışsa
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun 18/5. maddesinde;
"Arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz."
hükmü düzenlenmiştir. Dolayısıyla ilgili kanun hükmü uyarınca ihtiyari arabuluculuk yolu ile yapılan ödemelerde yukarıda bahsedilen gelişen durum haricinde tekrar tazminat alabilmek mümkün değildir.
Fakat Yargıtay'ın bu husustaki yerleşik içtihatlarının aksine biz Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/2. maddesinin HUAK'a göre özel kanun olması sebebiyle arabuluculuk yoluyla yapılan ödemelerde de açıkça bir orantısızlık ve yetersizlik olması halinde arabuluculuk anlaşmasının da tıpkı ibranameler gibi iptale tabi olması gerektiği kanaatindeyiz.
Nitekim Yargıtay10. Hukuk Dairesi 2023/2864 E., 2024/8516 K. sayılı ilamında iş kazası yönünden maluliyet oranı ve kusur tespitinin ardından zarar hesabına gidilerek ilgili tazminata nazaran düşük tutarda bir ödeme yapılmış olması halinde anlaşmanın yeterli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğine karar vermiştir.
Bizce, sigorta şirketlerinin de tüm ödemelerini İhtiyari Arabuluculuk yoluyla yapması ve bu yolla Karayolları Trafik Kanunu'nun 111/2. maddesini etkisiz hale getirmesi hukuken kabul edilebilir değildir. Zira Kanun Koyucu ilgili maddeyi, zor durumdan olan mağdurun bu durumu sebebiyle yapılan ödemeyi anlaşma yoluyla kabul etmesi halinde hak kaybına uğramaması ve anlaşmaya zorlanılmasının önüne geçmek için düzenlemiştir. Fakat İhtiyari arabuluculuğun yaygınlaşması ile birlikte sigorta şirketleri tüm ödemelerini ihtiyari arabuluculuk yoluyla yapmakta ve zor durumdaki mağdur arabuluculuk yoluyla anlaşmayı kabul etmektedir.
Bizce yapılması gereken İhtiyari Arabuluculuk yolu ile yapılan anlaşmalarda sigorta şirketinden hasar dosyasının bir örneği istenerek; sigorta şirketinin medikal eksper raporu ve aktüer raporu incelenerek fahiş bir fark bulunması halinde izah edilmesinin istenilmesi; müterafik kusur ve hatır taşıması gibi Yargıtay tarafından belirlenen indirim durumları bulunmaması halinde anlaşmanın tıpkı ibraname gibi kabul edilerek iptal edilmesidir.
SONUÇ
Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeden sonra "sigorta şirketinden iki kez tazminat alabilir miyim?" sorusunun cevaplanabilmesi için alanında uzman bir hukukçu tarafından tüm dosya kapsamında detaylı inceleme yapılmalı ve hukuki olarak tekrar tazminat talep etmenin avantajları ve riskleri tespit edilmelidir.